2025’te Hangi Pazarlama Trendleri Öne Çıkacak?
Her sene olduğu gibi 2025 yılı da yeni gelişmeler ve değişimlerle bizi bekliyor. Bu değişimlerin tabii ki tüketici davranışlarını ve pazarlama dinamiklerini de etkilemesi kaçınılmaz. ‘’Peki bu yıl pazarlama dünyasında bizi neler bekliyor?’’ sorusunun cevabı ise teknolojinin ve yapay zekanın gelişiminin ana odak noktası olacağıdır.
O halde gel, bu odak noktalara bağlı olarak 2025’te öne çıkması beklenen pazarlama trendleri neler, birlikte keşfedelim.
Reklamdan Hikayeye Geçiş
Artık markalar açısından medya kanallarının etkin kullanımı daha da önem kazanan bir yapıya sahip. Çünkü eskiden marka olarak yapılması gereken şey sadece tanıtım reklamları vermek olurken günümüzde bu tanıtım mantığından öte hikayeler anlatmak daha değerli. Bu nedenle de 2025 yılında markaların eğlendiren, eğiten ve sadakat oluşturan içerikler yaratması ön plana çıkacak diyebiliriz. Bunun için de özellikle YouTube videoları ve podcast gibi seçenekler, markaların yayıncı gibi hareket etmesi ve basit tanıtımın ötesinde hikaye anlatımı sunması için değerlendirilmesi gereken alanlar olarak karşımıza çıkıyor.
Yapay Zeka Destekli Kişiselleştirilmiş Pazarlama
Yapay zekanın etkisini artık hayatımızın her noktasında görmek mümkün. Bu nedenle 2025 yılı ile beraber pazarlamada da yapay zekanın sağladığı imkanlardan daha etkin bir şekilde faydalanma zamanı geldi.
Pazarlama alanında yapay zeka sistemleri, karmaşık veri yönetme ve işleme süreçlerinde yardımcı olmaktadır. Bu da markaların kullanıcıları daha iyi tanıması ve kişiselleştirilmiş çözümler sunması için bir fırsat. Yapay zeka destekli kişiselleştirme sayesinde markalar, müşteri ihtiyaçlarını proaktif bir şekilde karşılayan kullanıcı yolculukları tasarlayabilir. Kısacası yapay zeka sistemlerinin pazarlama alanına entegre edilmesi ile 2025 yılında daha kişiselleştirilmiş deneyimlerle karşılaşmamız mümkün olacaktır.
Sosyal Medya Odaklı Ticaret
Sosyal medya hem bireysel kullanıcılar hem de markalar için vazgeçilmez bir kanal. Ancak e-ticaret yapanlar için artık sosyal medya kanalları da bir pazaryeri olmuş durumda.
Instagram, Facebook ve Pinterest gibi platformların uygulama içi alışveriş özelliklerini entegre etmesiyle sosyal medya kanalları sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda kullanıcıların doğrudan ürün alabildiği bir yere dönüştü. Bu dönüşümün etkilerini 2025 yılında da görmeye devam edeceğiz. Bu nedenle özellikle e-ticaret yapanların sosyal medya kanallarını da tüketicilerin alışveriş yapabileceği şekilde dizayn etmesi yani sosyal ticarete adapte olması, müşteri deneyimini artırmak için oldukça önemli.
Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçekliğin (VR) Yükselişi
2025 pazarlama trendlerinde öne çıkan diğer isimler ise artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR). Bu yıl bu teknolojilerin markalar tarafından daha çok tercih edildiğini görmek mümkün.
Artırılmış ve sanal gerçeklik teknolojileri, markaların müşterileriyle etkileşim kurma biçimlerini kökten değiştirme potansiyeline sahip. Çünkü bir marka olarak artık yalnızca ürün ve hizmet sunmak yeterli değil. Bu nedenle de markalar, bu teknolojileri kullanarak müşterilerine unutulmaz deneyimler sunabilir.
Sanal gerçeklik teknolojileri ile tamamen dijital bir dünya yaratılabilir. Kullanıcılar bir VR gözlüğü takarak kendilerini markanın yarattığı bir hikayenin veya deneyimin içinde bulabilir. Örneğin bir otomobil markası, potansiyel müşterilerine yeni bir modeli sanal test sürüşüyle deneyimleme fırsatı sunabilir.
Artırılmış gerçeklik ise fiziksel dünya ile dijital unsurları birleştirir. Bu teknoloji sayesinde müşteriler bir ürünün evlerinde nasıl görüneceğini görebilir ya da bir makyaj markası, kullanıcıların bir uygulama üzerinden farklı makyaj ürünlerini dijital olarak denemesini sağlayabilir.
Sesli Aramaya Uygun Arama Sonuçları
Amazon Alexa, Google Home ve Apple Siri gibi akıllı hoparlörlerin yaygınlaşması ile sesli arama, bilgi toplamanın önemli bir yöntemi haline geldi. 2022 yılında yapılan bir araştırma sonucuna göre ABD’de 18 yaş üstü kullanıcıların %62'sinin herhangi bir cihazda sesli asistan kullandığı belirtiliyor. Bu cihazlar ise akıllı hoparlörler, akıllı telefonlar, araç içi sistemler, kumandalar olabileceği için sesli aramanın hayatımızın her noktasında olduğunu söylemek mümkün. Bu nedenle dijital pazarlamanın önemli bir ayağı olan içerik pazarlamasının bu gelişime ayak uydurması şart.
Sesli arama optimizasyonu ise kullanıcıların sohbet tarzında sorular sorması nedeniyle geleneksel SEO'dan biraz farklı. Çünkü artık kullanıcılar "İstanbul’daki en iyi kahve dükkanları" yazmak yerine sesli arama ile "Yakınımdaki en iyi kahve dükkanları hangileri?" gibi sorular soruyor. Dijital pazarlama trendlerinden biri olan bu gelişime ayak uydurmak için de markaların artık geleneksel SEO pazarlamasından daha çok doğal dile odaklanan ve hedef kitlenin ihtiyaçlarına çözüm sunan içerikler geliştirmesi oldukça önemli.
Kısacası teknolojinin ve yapay zekanın gelişmesi, buna bağlı olarak da tüketicilerin artık daha hızlı bir şekilde bilgiye ulaşabilmesi, pazarlama trendlerini şekillendiren temel unsur diyebiliriz. Ancak tabii ki teknolojinin gelişmesi sadece çeşitli imkanları hayatımızın bir parçası haline getirmekle sınırlı kalmıyor, bazı tehditleri de beraberinde getiriyor. Bu tehditlerden biri de deepfake.
Bir yapay zeka teknolojisi olan deepfake, en basit haliyle sosyal medya araçlarında karşılaştığımız bir teknoloji. Hatta bu teknoloji, pazarlama amaçlı da kullanılabiliyor. Örneğin Florida’daki Dali Müzesi’nde Salvador Dali’nin müzeye gelenleri karşıladığı ve sanatını anlattığı deepfake teknolojisi ile yapılmış bir video ile karşılaşmak mümkün.
Deepfake her ne kadar etkileyici olsa da aynı zamanda tehlikeli. “Peki, nasıl?” diyorsan deepfake hakkında daha detaylı bilgi almak için “Deepfake Nedir?” yazımızı okuyabilirsin.