Hiç şüphe yok ki anneler, hayatımızın en önemli figürlerinin başında geliyor. Onlar hayatımızın her aşamasında bize rehberlik eder, bizi destekler ve bizi koşulsuz sevgiyle sararlar. Peki, bu özel varlıkları onurlandırmak için dünya genelinde kutlanan Anneler Günü nasıl ortaya çıktı?
Bu yazımızda Anneler Günü’nün tarihçesini, neden kutlandığını, tarihinin her yıl neden değiştiğini, Türkiye’de ilk kez ne zaman kutlandığını ve 2024’te ne zaman kutlanacağını detaylı bir şekilde ele alacağız. Haydi, bu özel günün hikayesini birlikte keşfedelim.
Anneler Günü’nün kökeni, Antik Yunan dönemine kadar uzanıyor. Bu dönemde Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna yıllık ilkbahar festivali kutlamaları yapıldığı biliniyor. Bu festivaller, anneliği ve annelerin toplumdaki önemini vurgulamak için düzenlenirdi. Bu dönemde annelerin çocuklarına olan sevgisi ve onların toplumda oynadığı önemli rol, geniş çapta kabul görmüştü. Antik Romalılar da ana tanrıça Kibele onuruna ilkbahar festivalleri düzenliyorlardı.
Bu festivallerin anneliği ve annelerin toplumdaki önemini vurgulamak için düzenlendiği günümüzde kabul gören gerçekliklerdir. Yani M.Ö. 250’li dönemlerde bile annelerin çocuklarına olan sevgisi ve toplumda oynadıkları önemli rol, geniş çapta kabul görmüştü.
Modern Anneler Günü kutlamaları ise Amerika Birleşik Devletleri’nde başladı. Anna Jarvis adında bir kadın, 1908 yılında kaybettiği annesi için bir anma günü başlattı. Jarvis, annesinin ölümünden sonra annelerin çocuklarına olan sevgisini ve fedakarlığını anmak için bir yol arıyordu. Onun bu çabaları sonucunda, 1914 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongresi, mayıs ayının ikinci pazar gününün Anneler Günü olarak kutlanmasını resmi olarak kabul etti.
Bu olay, modern Anneler Günü’nün başlangıcı olarak kabul edilir.
Anneler Günü, anneleri onurlandırmak ve sevgimizi göstermek için özel olarak ayrılmış bir gün. Bu özel gün, annelerin toplumdaki önemli rolünü vurgularken bize onların sevgi, özveri ve fedakarlıkları için teşekkür etme fırsatı sunar.
Çocuklarının hayatlarını şekillendirme ve onları yetiştirme konusunda önemli bir role sahip olan anneler, çocuklarına hayatın zorluklarıyla başa çıkmaları için her türlü desteği sunarlar. Çocuklarının hayatlarında oynadıkları bu önemli rol de en büyük övgülere ve onurlandırmalara değer. Anneler Günü de çocukların annelerine olan sevgisini taçlandırmak ve varlıklarını kutlamak için bir fırsattır.
Bu nedenle her yıl mayıs ayının ikinci pazar günü, annelerimizi onurlandırmak ve onlara olan sevgimizi göstermek için Anneler Günü’nü kutlarız.
Anneler Günü’nün tarihi her yıl değişir; çünkü bu özel gün, mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanır. Dolayısıyla belirli bir tarihe değil, haftanın belirli bir gününe bağlıdır. Bu nedenle Anneler Günü’nün tarihi de değişmiş olur.
Bunun yanı sıra Anneler Günü farklı ülkelerde farklı tarihlerde kutlanır. Birleşik Krallık, Mothering Sunday olarak da ifade ettiği Anneler Günü’nü farklı bir günde kutlar. Benzer şekilde Hindistan’da da farklı bir tarihte kutlanan Durga-Puja Günü, Anneler Günü ile benzer bir mantık taşır. Fakat yine de dünyanın büyük kısmında Anneler Günü, mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanır.
Türkiye’de Anneler Günü kutlamalarının başlangıcı 1955 yılına dayanır. Anneler Günü’nün Türkiye’deki ilk kutlaması, annelerin toplumdaki önemini vurgulamak ve onlara hak ettikleri saygıyı göstermek amacıyla düzenlenmiştir. Bu özel gün, Türkiye’de ilk kez 9 Mayıs 1955’te kutlanmıştır.
2024 yılında Anneler Günü, Mayıs ayının ikinci pazar günü olan 12 Mayıs’ta kutlanacak.
Anneler Günü ile ilgili merak edilen soruları cevapladığımıza göre şimdi de sıra geldi bu özel günde annelerimiz ile yapabileceğimiz en keyifli aktivitelerden birine. Anneler Günü’nde annelerimizle birlikte onları anlatan filmler izleyebilir, birlikte unutulmaz anlar yaşayabiliriz.
İşte, birlikte keyifli zaman geçirmek için anneliği anlatan beş film önerisi:
Hatice Muratova, hasta annesi ile birlikte Kuzey Makedonya’da yolu, elektriği, suyu olmayan bir bölgede yaşamakta ve arıcılıkla uğraşmaktadır. Yaşadıkları bölgeye göçebe arıcıların gelmesiyle de doğal denge bozulacaktır.
Merida, Kral Fergus ve Kraliçe Elinor’un okçuluk konusunda oldukça yetenekli ama bir o kadar da deli fişek kızlarıdır. Bu harika Pixar animasyonu, özellikle anne-kız çatışmalarına değinen güçlü hikâyesiyle ilgi çekiyor.
Tek bir kişi bir aileyi bir arada tutabilir ve o bir kişi gittiğinde koca bir aile parçalanabilir. ” Bu dokunaklı motto ile özetlenebilecek film o kadar başarılı alt metinler içeriyor ki beyazperdedeki gösteriminden sonra dört sezonluk dizi ile devam etti.>
Telefon operatörü olarak çalışan anne Christine Collins, 1928 yılının Mart ayında sakin bir cumartesi sabahında işe gitmek üzere evden ayrılırken dokuz yaşındaki oğlu Walter ile vedalaşır. Akşam evine döndüğünde her ebeveynin en büyük kâbusuyla yüz yüze kalır: Biricik oğlu kaybolmuştur. Aylar boyunca süren çabalar sonuç vermez ve bütün umutlar kesildiğinde polisten ilginç bir haber gelir: Christine’in oğlu olduğunu iddia eden bir çocuk ortaya çıkmıştır.>
Kendine ‘Uğur Böceği’ lakabını takmış Christine McPherson, lisedeki son yılında hayatıyla ilgili pek çok kritik karar vermek zorundadır. Üstelik bu zorlu eşikleri daha da güç hâle getiren bir problem vardır: Annesi Marion ile yaşadığı ilişki gittikçe gelgitli bir duruma dönüşmüştür. Bu da Uğur Böceği’ni daha fazla strese sokmaktadır.
